HIROŞİMA’daki evinin yakınına atom bombası düştüğünde iki yaşında olan ve 12 yaşında radyasyonun etkisiyle lösemiden hayatını kaybeden Sadako Sasaki, tedavi sürecinde sağlığına kavuşmak için bir dilek tuttu ve origami yaptı. Japonya tarihinde bir sembol haline gelen bin turna, yaraların bir an önce iyileşmesi ve şifa bulması ümidiyle. Türk depremzedelere teslim edilecek.
1995 yılında önemli kayıplara neden olan ve ilk gökdelenin yıkılmasıyla dünya tarihine geçen Kobe depremini yaşamış bilim ve uzmanlardan oluşan Japon heyeti, Kahramanmaraş merkezli deprem bölgesinde incelemelerde bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Kobe Belediyesi Bina Denetimi ve İmar İşleri Başkanı Sn. Yukio Tanaka, Kobe Belediyesi Kriz Yönetim Merkezi Müdürü Sn. Masayoshi Nose, Mukogawa Kadın Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Tosu Shigeki, Prof. Yanagisawa Kazuhiko, Prof. Tagawa Hiroyuki ve Dekanı BAU Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Murat Dündar, başta Hatay olmak üzere deprem bölgesindeki ağır hasarlı yerleşim yerlerindeki binaları inceleyerek, teknik hususların tespiti için çalışmalar yaptı. Heyet, incelemelerinin ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Rektör Prof. Dr. Prof. Dr.
“AFETE DAYANIKLI KENTLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ KURACAĞIZ”
prof. Dr. Murat Dündar, Türkiye’nin yaşadığı felaketin büyüklüğünün tüm dünyada yankı bulduğunu vurgulayarak, “Ülkemizin yaşadığı felaketin büyüklüğü tüm dünyada ses getirdi. Bu kapsamda Japonya Mukogawa Üniversitesi ile birlikte Üniversitemizin uzun süredir işbirliği içinde olduğu ve oradaki çeşitli kamu kurumlarının deprem sonrası hızlı bir şekilde nasıl ilerlemesi gerektiği konuşuldu.Bahçeşehir Üniversitesi olarak bunu yaygınlaştırmayı bir sosyal sorumluluk misyonu olarak gördüğümüz için farklı bir sistem kurmaya karar verdik. afetler konusunda toplumun her kademesine bilinçlendirmek. Japonya’daki ortaklarımız ve uzmanlarımız, afetlerin artmasının nedenlerini incelemeleri için merkezin kuruluş aşamasında bize eşlik etti. Danışmanlık hizmeti vermeleri için onları buraya davet ettik.” söz konusu.
“BÖLGENİN KALKINMASI İÇİN 100 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE GEREKLİDİR”
prof. Dr. Dündar şunları ekledi:
“Aradan iki ay geçmesine rağmen durum içler acısı. Öncelikle oraya yapılan ziyaretler çok anlam ifade ediyor, insanlar gittikleri her yerde sürecin devamı için umut var. Afet bölgelerini ziyaret ettiğimizde anladık ki; Bölgenin imarı büyük bir sorun teşkil ediyor.Japonya’dan arkadaşlarımızı buraya davet etmemizin en büyük sebeplerinden biri bölgenin toparlanma sürecinde ortak hareket etmek.Uluslararası alanda kamuoyu oluşturmamız,ülkeler,kurumlar ile ortaklıklar kurmamız gerekiyor ve deprem bölgesindeki şehirlerin geleceğini yeniden tasarlayan uzmanlığa, deneyime ve finansmana sahip ülkelerin kuruluşları ve kuruluşları.Finansal durumla ilgili olarak bölge genelinde çeşitli projeksiyonların yapıldığını söylemek mümkündür.Takip ettiğimiz kadarıyla; Bölgenin kalkınması için 100 milyar doların üzerinde bir finansmanın olması gerektiği çok yaygın bir konu.”
“DEPREMİ ÖNLEMEK MÜMKÜN DEĞİL AMA HAZIRLIKLI OLMAK GEREKİYOR”
prof. Yanagisawa Kazuhiko, deprem bölgesinde yaşadıklarını aktararak, “Üniversite hocalarımız ile yaptığımız araştırmamızda binanın yapısal konuları üzerinde durduk. Çukurova ve Kahramanmaraş Belediye Başkanları ile görüşme fırsatım oldu. yerel yönetim açısından değerlendirmelerde bulundu. Bildiğiniz gibi Japonya’da, Kobe’de ve Doğu Japonya’da büyük depremler oldu. Burada da doğanın yıkıcı etkisini ve büyüklüğünü yakından hissedebiliyordum. Depremi önlemek mümkün değil ama hazırlıklı olmalıyız” dedi.
“BÖLGENİN İYİLEŞMESİNİN NE KADAR SÜRECEĞİNİ TAHMİN ETMİYORUM”
Kobe depreminden sonra bölgenin toparlanmasının 20 yıldan fazla sürdüğünü de söyleyen Yukio Tanaka, Türkiye’de deprem sonrası yapılabilecek durumlar hakkında şu bilgileri paylaştı;
“Deprem bölgesini ziyaret ettiğimde yıkımın etkisini çarpıcı biçimde hissettim. Dikkatimi çeken bir diğer önemli nokta da deprem bölgesindeki yerel yönetimin bundan sonra ne yapacağını kara kara düşünmesiydi. Bölgenin toparlanması 20 yıl sürdü. Kobe depreminden sonra ve bölgenin bazı bölgeleri hala tam olarak gelişmemiş, şehri etkisi altına alacak kadar geniş bir alanda olduğu için bölgenin toparlanmasının ne kadar süreceğini tahmin bile edemiyorum. devlet ve yerel yönetimlerin bu süreçte işbirliği yapması gerekiyor.Bunun dışında üniversite, akademisyenler ve kamu çalışanları birlikte hareket etmeli.Bahçeşehir Üniversitesi’nin bir kriz yönetimi oluşturacağını duydum.Bu tür oluşumların da çok değerli olduğunu söyleyebilirim. Kobe olarak belediyelerin ihtiyaç duyduğu alanlarda iş birliği yapmak için buraya geldik.”
BİN TURNA KUŞ SADAKO DİLEK SÜRPRİZ
Japon Heyeti, programın yapıldığı yuvarlak masa toplantısının ardından yanlarında getirdikleri Mukogawa Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı bin vinçli origamiyi Bahçeşehir Üniversitesi yetkililerine teslim etti. İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamış Japon kızı Sadako Sasaki’nin yaptığı ve Japonya tarihine sembol haline gelen bin turna kuşu origamisinin hikayesi duyanların yüreğini dağladı. Sadako Sasaki 1943’te Hiroşima’da doğdu. İki yaşındayken Misasa Köprüsü yakınlarındaki evinin yakınına bir atom bombası düştü. Olayda belirgin bir yaralanma yaşamadı. Ancak kaçarken annesiyle birlikte nükleer serpintiye yakalandı. Radyasyonun uzun vadeli etkileri 11 yaşındayken ortaya çıktı. Kasım 1954’te Sadako’nun boynunda ve kulaklarının arkasında şişlik oluşmaya başladı. Daha sonra kendisine lösemi teşhisi konuldu. Sadako, 21 Şubat 1955’te Hiroşima Kızıl Haç Hastanesine kaldırıldı. Hastanede tedavi görürken, Sadako, kağıdı katlayıp bin yaparsa umuduyla, ilaç ambalaj kağıdı gibi küçük kağıt modülleri vinç şeklinde katladı. vinçler, çok güzel olurdu. Sadako’nun durumu ağırlaşınca ailesinden hasta yatağında bir lokma yemek isteyip pilavlı çay isteyip “lezzetli” dedikten sonra ailesine teşekkür etti, bunlar son sözleri oldu ve ekim sabahı hayatını kaybetti. 25, 1955, şimdi 12 yaşında. Sadako’nun bin vinçli origamisi bugün hala Japonya’nın en sevilen dilek sembollerinden biri. Sadako’nun heykelinin bulunduğu Çocuk Barış Anıtı bugün Hiroşima Barış Parkı’nın içinde bulunuyor.
Hikâyeyi duyunca duygulanan ve gözyaşlarını tutamayan Bahçeşehir Üniversitesi yetkilileri, aldıkları bin vinçli bin origaminin depremzedelere şifa getirmesi, yaraların kapanması dileğiyle ulaştırılacağını duyurdu. en kısa sürede iyileşir.
– İstanbul
